4 Mart 2009 Çarşamba

Necmiye biraz kaçıktır lakin Nazmiye’nin gönlü açıktır

Tuğba Maran

Sevgililer gününün anlam ve önemine binaen (girişime kurban, topla gel bayan) bir yazı yazmak şart olmuştu, bu mevzu Muştu yolu yokuştu. O melun gün geldi çattı ve biz ey insanlık olarak dışarı çıkılmaz günlerimizden birine daha geldik, bir günü daha sisteme kurban verdik. Yo yoo! Zannetmeyin ki “kapitalizmin koyunu, sonra çıkar oyunu” tadında bir yazı yazacağım. Tamam, doğru, yazıcam beeğ! Ama ve peki sevgililik kavramına ayar vermeden, tıfıl gününü eleştirmek ayıp olmuyor mu sevgi partnerleri?

“Evet evet şahane bir tespit” diyen dudu dilleri lıkır lıkır içtikten sonra buradan bilhassa gencolara sesleniyorum. Genç nesiller! Artık itiraf etme zamanı geldi de geçiyor: Sevgililik bir kurumdur hatta kurum kurum kurgudur. Böyle bir iddia ortaya atıp çalıların ardına saklanasım var ama gel gör ki mecranın tabiatı izin vermiyor. Sevgililik öyle bir kurumdur ki; efsanelerle genç, yaşlı, velet, bebe demeden her yaştan zevatın aşklarıyla o kıvırcık Benjamin Button kılıklı zibidi Eros’un oku aracılığıyla beynimize beynimize verilmiştir. Bir dakika ama yo yooğ şşş! “Aşk eski bir yalan Adem’le Havva’dan kalan” da demiyorum beybi çek it avt. Evet aşk denen o tuhaf lanete inanıyorum. Ama aşk ve sevgililik iki ayrı şeydir. Bütün sevgililer birbirine âşık değildir ama âşık ve bir arada insanlara sevgili denir. (So what? Offf.)

Seri katillikten seri monogamiye Adam ve Havva’nın güğerçek yüzleri

Geçen bütün kızlar toplanmışız “görlz nayt ağut” gibi bi gece sebebiynen konuşuyoruz. Tabii ki aşk da konuşuldu. “Hatta sadece o konuşulmuş olmasın acup?” diyen erkek okura Fato gibi tükürebilirim. Dedi ki bir arkidaş “Aşk 3 kişiliktir zaten. İki taraf da birilerinin arasından seçtiği kişiyi sever. Seçmek önemlidir” vs. Düşünsenize ıssız adaya iki kişi düşse bunlar “fuck buddy” olurlar ama 3 kişi olurlarsa âşık olurlar, 4 kişi olursa orji morji ohooo falan. Neyse işte o an kafamdan kaynar sular dökülsün mü? Aklıma Adem ve Havva gelsin mi? Ahanda böyük yalan böylece çözülsün mü? İnsanlık tarihi aydınlansın mı? İşte yine bir amme hizmeti ile size söylüyorum: Adem ve Havva 3. kişiyi (ve kimbilir nicelerini) öldürdüler ve aslında o yüzden cennetten kovuldular ve o yüzden selamet peşinde kötü yaratıklarız, ve dolayısıyla en güzel sistem kapitalist sistemdiiir, hobareeeey dön baba dönelim.

Tamam, kimseyi öldürmediler; yanlış olmasa da eksik bilgi verildi bize ve o gizli kahraman 3. kişiyi asla öğrenemedik. “3. kişi kesinlikle şarttır ve de candır” demek istemiyorum ama düşünmeye değer bir yardımcı mekanizma sanki. Ama işin özünde ben bu 3. kişi geyiğine niye girdim? Niyeeğ? Çünkü o üçüncü kişi benim huleyn. Sevgililerin yanındaki 3. kişi kontenjanının vazgeçilmez elemanı olarak buradan okeyin 4. kişisi, mahalle maçlarının kalecisi olma yolunda kariyer değişikliğine gideceğimi ve sevgililer günü hediyelerinin ben gibi 3. kişi, gizli kahraman ve fahri sevgililere verilmesini dilediğimi bildirir gereğinin yapılmasını arz ederim.

E zorla da kısmet olmaz ki, seni gidi zalim yağr!

He işte ne diyorduk, sevgililik bir kurumdur ve evliliğin öncü depremidir. Sevgililik denen zıkkımı övüp özgürlüğün, gençliğin, libidonun vs işareti olarak görüp de evliliği tu kaka ilan etmek ben kulunuza tutarlı gelmiyor. Allahını seven açıklasın ikisinin arasındaki farkı. Şöyle düşünelim, evlilikte de az çok sevgililik kriterlerinize uyacak insanları seçersiniz. (ya da vice versa) Farkındayız ki eğlenilecek ve evlenilecek insan ayrımı gittikçe alaturka ve de o la la bulunmakta ve modern insandan eğleneceği insanla evlenmesi beklenmekte. Birtakım evli kimseler “ay bizimki aşk evliliği, veled-i zinamız da aşk çocuğu” diyerek övünürler. Bazıları ise dürüstçe mantık evliliği yaptık der, sanki evlilik mantığa içkin bir şey değilmişçesine. Evlilik evliliktir ve her çeşidi “mantıklıdır”; o kadar diyorum!

Oysakine evlilik gibi meselelerin “tarihçesine” baktığımızda Minnie Riperton’un “Loving You” şarkısındaki gibi kuş cıvıltıları duymayabiliyoruz. Yani aşkı da evlilikle bir kırmızı kurdale ile düğümleyen süreçler görüyoruz; tıpkı seksi (ve daha nicelerini) sevgililik kurumuna düğümleyen süreçler gördüğümüz gibi. (şu cümleyi kurdum ya literatüre bile girerim ki) Hülasa etme vakti gelmiş zira sevgililik mefhumuna daha fazla laf edersem etrafımdaki herkesi kaybedebilirim. Hayatım tehlikede. Çok sayıda tehdit alıyorum. Bu yazıyı da alkollüyken yazdım zaten. (bkz: kendini iyice kaybeden insan)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder