21 Ağustos 2009 Cuma

Ne Olduğumu Şaşırdım: Ben X


Melike Geçgel

Nic Balthazar'ın romanından uyarlayarak yine kendisinin yönettiği Belçika yapımı bir film. (Burada "Belçika yapımı bir film"den kasıt nedir? Balthazar mı belçikalı yoksa oyuncular mı ya da çekimde kullanılan teknik aygıt ve elemanlar mı belçikalı , ki ben filmi Belçika yapımı tanımlamasıyla verdikten sonra aklıma takılan bir sualdir bu. ) Filmin kısaca künyesine giriş yaptıktan sonra filmin sonuna geçiyorum... Tabii ki de hayır söylemiyorum, çünkü filmin sonunu bilmiyorum.


Dün sevdiceğimin babasının doğumgünü vesilesiyle iki günlüğüne tüm tv kanallarını hediye niyetine açan x firmasının verdiği gazla evde film izleyelim dedik. Burda hemen değinmeliyim, bu x firmasının hediye verme olayı da film kadar hatta ondan daha ilginç ve incelemelik bir konu. (gösterip vermeme durumunun cinsellik dışı ve daha vahim hali) Bütün gün çalışıp eve geldikten sonra rahatlamanın ilk göstergesi giyiniklik halinden çıkmaktır.( tüm insanlar çıplakken rahat hissediyorsa giyinmek performansımızı düşürür mü, öyle ise işverenlerin "presentable" arayışlarını gözden geçirmesi gerekir mi) Rahatlık evresine hafifleyerek bir giriş yaptıktan sonra en sevdiğimiz koltuğa yayılırız, ki genelde ayak uzatabileceğimiz büyüklükte olurlar. Daha sonra hayatımızı kontrolü altına almış olan kumandayı sanki biz ona hükmedebilirmişiz gibi elimize alır başlarız zaplamaya. (ben edemiyorum, zaplamaya başlar ve iki dakika sonra nefes problemiyle tvnin fişini çekerim.) İşte x firması burda devreye giriyor ve antenlerin yapamadığını yaparak bize ayrıcalıklı hissettirmek adına önümüze yüzlerce kanal seriyor, filmler, diziler, spor, belgesel, müzik, yerli, yabancı, "ateşli"... Herkesten farklıyızdır o film kanallarındaki filmleri seçerken, çünkü w kanalındaki "çatalı yanlış yere koymuşsun"u izlemek zorunda değilizdir ya da böyle hissettirip bu temiz hislerimizin üstünden ya da altından milyonları cebe indiriyorlar. (sanırım ilk seçenek ikinciye göre daha "ılımlı" bir yaklaşım oldu) Peki film izlemek için madem daha fazla para ödemeyi göze aldık neden sinemaya gitmiyor ya da bir dvd oynatıcı alıp film kiralamıyoruz? Bu konuya kaldığım yerden biraz daha toplanmış haliyle daha sonra devam edicem. (Çok ani bir geçiş yapıcam önceden uyarıyorum ki kafamı toplayamadığımı, biraz daha devam edersem bambaşka bir konuya geçiş yapacağımı anlayamayan kalmasın)

Filmin adı Ben X, hayatını mmorpg'de yaşayan bir genci konu ediniyor. Çocuk ileri zekalı olduğu için kendisiyle diğerleri arasına asosyallikle çizgi çekmiş. Böyle olunca da arkadaşları arasında dalga geçilesi, itilip kakılası bir varlık haline gelmiş. Sabrını korumasını sağlayan şey ise oynadığı oyunda konuştuğu sanal kız arkadaşı. Film, kendinizi arkadaşınızın olağanüstü bilgisayarında oynadığı süper senaryolu bir mmorpg'yi izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. (ilk yarım saatini izleyen biri için fazla cüretkar bir açıklama oldu) Çocuk oyunla gerçek hayatı karşılaştırıyor ve oyun dünyasında hayat daha güzel, kolay ve eğlenceli gözüküyor. (türk server'ına girse böyle düşünmeyeceğini kişisel deneyimime dayanarak iddia ediyorum)

Çok fazla spoiler vermeden esas söylemek istediğim kısma geleyim. Filmin yarım saatinden sonra sinirden ağladım sadece ağlamakla kalmadım sinirim bozuldu, kendimi kötü hissettim, uyumak istedim, tek kelime edesim kalmadı ve filmi izlemeyi bıraktık. Film hakkında olumlu ya da olumsuz bir yorum yapamıyorum bu yüzden. Eğer oyun oynamayı seviyor, ordaki hayatın daha çekilir olduğunu düşünüyor, Avrupa filmlerini izlemekten keyif alıyor, ağlamakta zorluk çekiyor, biraz dramdan zarar gelmez diyor ya da sadece merak ediyorsanız filmi izleyin, sonra da bana anlatın. =)
P.S: İçinde bulunduğumuz "açılımlı ramazan günlerinde" nefes almakta zorlanıyorsanız kendinize bir bahçe bulun ve yabani otları ayıklayın. Hatta hazır bahçe bulmuşken bir de sigara yakın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder