2 Ekim 2007 Salı

22 Temmuz'da ne oldu?


kerem özkurt

AKP'nin % 47 almasında şaşılacak bir şey yok. Bahane aramaya da gerek yok. Belli ki herkes halinden memnun. Kimse insanların kandırıldığını, çeşitli yollarla dağıtılan yardımlarla oyların satın alındığını iddia etmesin. Bu, kendi insanını şapşal yerine koymak, iki somunla kandırılacak kadar kafasız olduğunu söylemek; kişinin içinde yaşadığı topluma; içinde yaşadığı derken gün içinde konuştuğu, otobüste yan yana durduğu, yeri geldiğinde derdini yeri geldiğinde sevincini paylaştığı, tanımadığı halde paylaştığı insanlara haksızlık etmek olur. Siyaset kıymet bilmekle başlar. Senin ortaya attığın fikirleri destekleyecek, uğrunda çalışacağın insanın kıymetini bilmekle. Çünkü kendiden menkuldür insanın kıymeti; çünkü insan olduğu için değerledir en başta.



Bu yüzden kendini dev aynasında görüp, sana ayna tutanlarla karşılıklı iltifatlaşıp, geri kalanların sözlerine kulak tıkamak bir fikir adamının, bir siyasetçinin, bir devlet adamının kendisine zarar vermekle kalmaz, ürettiği gerçekten de faydalı olabilecek politikaların, çözümlerin de kulak ardı edilmesine sebep olur.



AKP gerçekten de yardımlar dağıttı birçok yerde seçim öncesi. Birçok insan da büyük ihtimalle bu sebeple oylarını vermişlerdir AKP’ye. Ama bu insanlar farkında değil miydiler oylarını sattıklarını, “oyuna“ geldiklerinin? Neden bile bile lades desinler? Cahillik deyip işin içinden çıkmak çok kolay. Soruları doğru sormak gerekir. Pek beylik bir lafla söylersek, bu insanlar neden bir ekmek uğruna oylarını veriyorlar. Daha da önemlisi, ey sen aynadaki dev, neden sen değilsin o insana o ekmeği uzatan.



AKP bu seçimden, geçen seçime oranla çok daha düşük bir oyla çıkabilirdi ve bu beni gerçekten şaşırtmazdı. Ülke’de olup bitenlerin, büyük resme bakmaya gerek kalmadan, küçük adamı bile nasıl sınırda yaşamaya ittiği çok açık. Ancak yine aynı hükümet, üstelik hiçbir değişiklik vaat etmeden, yani aynı düzeni sürdürme iddiası ile tekrar ve daha güçlü geldi. AKP yönetimi kazandıkları bu başarı için, muhalefete (ki sadece CHP’yi kast etmiyorum), kendi çalışanlarına borçlu olduklarından daha fazlasını borçlu. AKP’nin tüm hükümeti süresince o kadar bariz duran açıklarına bir türlü atlayamayıp, nedense muhalefeti kendilerini köşeye sıkıştıran bir söylem üzerinden yapıp duran, toplumun ve siyasetin her köşesindeki muhalefete.


Çok basit bir denklemle bütün bu dönem boyunca toplumu dinleyen sadece AKP oldu ve bunun da karşılığını fazlasıyla aldı. Yine de bu sürecin üzerine söylenebilecek birkaç şeyin daha olduğu görüşündeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder