24 Ekim 2007 Çarşamba

Sosyalizm gidince geriye ne kalır?


Mustafa Kuleli
(Doğu Almanya günlüğü-2)

Bilim-kurgu yazarı Arthur Charles Clarke, 1951’de yayımlanan “Prelude to Space” romanında, "eskiden dünyanın yörüngesinde sadece bir tek ay vardı" diyordu. Bunun üzerinden yalnızca altı sene geçtikten sonra, 4 Ekim 1957’de, Sovyetler dünyanın yörüngesine gümüşî renkte gerçek bir uydu gönderdi. Sputnik-1 insanlığın ilk uydusu idi. Geceleri çıplak gözle de görülebilen ve gökyüzünde belirgin bir iz bırakan bu uydunun yolladığı sinyaller, amatör radyocular tarafından da dinlenilebiliyordu. Bundan tam elli sene önce gökyüzünde insan yapımı bir yıldız parlıyor ve o yıldız insanlığa, geleceğe olan umudu taze tutuyordu.

Wolfgang Becker’in “Good Bye Lenin” filmini izleyenler hatırlar, o dönemde yetişen çocukların hayali kozmonot olmak idi. Hayalleri olan o çocuklara, duvar yıkıldıktan sonra “Siz hayal gördünüz!” denilerek muz, naylon çorap, ruj, porno film verildi ve çok iyi yetişmiş bir kuşak travma içinde kaybedildi. Fakat onlar aslında nispeten şanslıydı, çünkü onların arkasından gelenler, şimdi daha büyük bir bunalımı yaşıyor…

Neo-naziler neden Doğu Almanya’dan çıkıyor?

Bu soruyu sevgili gazeteci büyüğüm Niyazi Dalyancı sordu, bir önceki yazıma istinaden. Haklı da. Çünkü şu anda, Almanya’daki neo-nazi, ırkçı, milliyetçi parti ve örgütler doğuda görece güçlü. Bu olguyu açıklamak için yapılan araştırmalardan birinde iki sebep öne çıkmış: Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin (DDR), ”yabancılara” kapalı olması ve Doğu'da yaşayanların, DDR’in benimsettiği stalinist-milliyetçi dünya görüşünün etkisinde kalması. (“The historical causes of xenophobia in the former East Germany”, Jan C Behrends, Dennis Kuck, Patrice G. Poutrus)

Bu çalışma genel olarak gerçeği yansıtmakla beraber, aslında haksız bir varsayımı da barındırıyor. Araştırmada “başarısı onaylı” kapitalizmin ırkçılık sorunu ile ilişkisine dair pek bir şey yok. Peki, DDR dönemini yaşamamış gençler nasıl oluyor da ‘ülke ile gurur duyma’yı aşılamış DDR rejiminden bu denli etkileniyor? Duvar yıkıldıktan sonra eğitim ve sağlık olanaklarından daha az yararlanan ve iyi bir gelecek tahayyülü ellerinden alınmış bu genç insanlar, sadece doğdukları toprakların sosyalist geçmişi nedeniyle mi bu haldeler?

Kozmonot olmaktan, kasiyer olmaya

Elbette ki gerçek bundan ibaret değil. Birleşme başarısının zafer sarhoşluğu geçip, Doğu Markı’ndan Batı Markı’na eşit kurdan çevrilen para ile alınabilecekler tükendiğinde, gerçek daha iyi görüldü. Doğu Almanya’nın fabrikaları ya Batı’lı sermaye grupları tarafından satın alınıp, büyük işten çıkarmalar yapılmış; ya da “bunlar verimsiz ve geri teknolojili, biz yenilerini kuracağız” denilerek kapatılmıştı. Gelgelelim, geçen zamanda yeni fabrikalar ve işyerleri kurulmadı, gençler için daha iyi sosyal olanaklar sağlanmadı. Bugün doğudaki gençler bundan daha iyisine layık olduklarını düşünüyor ve bu yüzden bir arayış içerisinde. Duvar yıkılana kadar hayatlarında hiç yabancı görmemiş bu insanlar, hâlihazırda iş imkânları zaten kısıtlıyken yabancı ‘rakipler’ istemiyor. Yani aslında mesele çok açık: Sermaye, emeği ucuzlatmak için işsizliği kullanıyor, işsizlikten muzdarip olanlar, yabancıları ülkeden göndererek, işsizliği ‘kendi lehlerine’ azaltmaya çalışıyor(!)

Bu arada faşist örgütlenmeler de boş durmuyor tabi. Sayısı 140'ı bulan ırkçı örgütler kurdukları kafe ve benzeri mekânlar ile gençleri yanlarına çekiyor, düzenledikleri konserler yoluyla ırkçı mesajlar veriyor.

Tam da bu noktada batının ırkçılık ile ilişkisine de bir bakmak gerekirdi ama yerimiz dar. O meseleye de başka bir yazıda değiniriz belki. Çünkü Hitler döneminin yüksek bürokratları, siyasetçileri, avukatları daha sonra Batı Almanya’da önemli mevkilere geldi. Çünkü Almanya’daki pek çok ırkçı organizasyonun merkezi batıda. Çünkü yabancı düşmanlığını kaşıyan, Almanya’nın batılı büyük medyası. Ama dedik ya, yerimiz dar. Belki başka zamana.


N: Bir önceki yazıda, Sol Parti.PDS’e pek çok gencin de oy verdiğini belirtmeyi unutmuşum. Bu önemli olguyu atladığım için tüm okurlardan özür diliyorum.

-Frankfurt/O-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder